MESUT UÇAKAN
Yapımcı / Yönetmen / Senarist / Sinema Yazarı

1953 Kırıkkale doğdu. İlk ve orta tahsilini aynı şehirde yaptı. 1978’de İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu Sinema TV Bölümü’nü bitirdi. 1976-1978’de MTTB Sinema Kulübü Başkanlığı’nda bulundu. Çeşitli gazete ve dergilerde sinema yazıları yazdı.

“Mutlak Fikir Estetiği ve Sinema (1976)” ve “Sonsuzkare (2003-2004)” isimli iki sinema dergisi çıkardı. “Türk Sineması’nda İdeoloji/1977” isimli araştırma, “Sıkı tut Ellerimi/1993” isimli şiir kitapları yayınlandı. İlk kitabın 2010’da, ikincisinin 2012’de ikinci baskıları yapıldı. Ayrıca, Necip Tosun’un yönetmenle yaptığı söyleşileri kapsayan “Mesut Uçakan’la Sinema Söyleşileri/1992” ve Hüseyin Karaca’nın yönetmen’in hayatı, eserleri, medyadaki yeri üzerine kapsamlı bir araştırmayı içeren “Sonsuzkarelerde Bir Çığlık: MESUT UÇAKAN/2009” isimli yayınlanmış iki kitaptan ve ayrıca Esenler Belediyesi’nin yönetmenin 40. Yılına saygı gecesi çerçevesinde hazırlattığı “Sinemada 40 Yıl” kitabından da söz etmek gerekir. Uçakan, 1978’de ilk defa “Lanet” filmiyle yönetmenliğe adım attı. Çoğu filmlerinin senaryosunu yazımını ve yapımcılığını kendisi yaptı. Fikir ve estetik planda verdiği mücadele ile Batı kültürünün getirdiği çarpıklıklara karşı durdu. Duruşuyla Türk Sineması’nda ayrı bir yer edindi. Her türlü olumsuz şartlara inat önüne çıkan fırsatlara yenilmedi, duruşundan taviz vermedi.

Çoğu eserleri hâsılat rekorları kırdı, büyük yankılar uyandırdı. Getirdiği “millî bakış” açısıyla iktidara yürüyen bir nesli yoğuranlar arasında yer aldı. Türk Sineması’nda pek çok ilki başlattı: “Kavanozdaki Adam (1987)”la ilk defa bilim-kurguyu denedi. “Reis Bey (1988)”le koyu sansür döneminde ilk defa yargıyı eleştirdi. “Yalnız Değilsiniz - 1 ve 2 (1990-1991)” ile ilk ve son defa baş örtüsü dramını sinemaya yansıttı. “Kelebekler Sonsuza Uçar/İskilipli Atıf Hoca (1993)” ile İstiklâl Mahkemeleri şahsında yakın tarihimizi ilk defa cesur bir şekilde eleştirdi.

“Ölümsüz karanfiller (1995)” ile ilk defa fâili meçhul cinayetleri beyazperdeye taşıdı. “Anka Kuşu (2007)” ile ilk defa günümüz dergâhlarındaki kurtarıcılık vasfına ve erdiricilik sırrına dikkat çekti. 2016’da Sevda Kuşun Kanadında” dizisi ile televizyon tarihinde ilk defa, hâlâ çatışmaları süren bir dönemi , 1970’leri, hâlâ yaşayan kahramanlarını canlandırarak büyük bir cesaretle ele aldı ve sinemadaki milli duruşunu haftalık dizi sektöründe de sürdürdü. Şu sıra, ülkenin 100 yıl öncesi yasaklı dönemleri anlatan “Suveydâ” isimli yine iddialı yeni bir sinema filminin çekimlerini bitirdi, post prodüksiyon işlemleri üzerinde çalışıyor.

ALDIĞI ÖDÜLLER

Simema Dalında, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü 2019
Reis Bey” filmiyle : “T.C. Kültür Bakanlığı Başarı”, “Türkiye Yazarlar Birliği En İyi Yönetmen”;
“Kelebekler Sonsuza Uçar” filmiyle “Antalya Film Festivali Halk jürisi”;
“Türkiye Yazarlar Birliği En İyi Film”, “BİRSAD En İyi Film”;
“Ölümsüz Karanfiller”le, “Taşkent Film Festivali İnsan Haklarını En İyi Savunan Film”;
Sevda Kuşun Kanadında dizisi ile: 2016 yılında Anadolu Yayıncılar Derneği, 2. Kızılay yılın dizisi;
2015 Anadolu Yayıncılar Derneği ve 2016 Hak-iş yılın yönetmeni ödülü;

ÖMÜR BOYU ONUR ÖDÜLLERİ

“2017 Malatya Film Festivali”,
2014 Köyceğiz Kaunos Film Festivali’,
“2017 Hak-iş Kısa Film Yarışması”, “2012 Erciyes Üniversitesi”,
“2012 Kırıkkale Üniversitesi”,
“ 2011 Birikim Kolejleri”
Ayrıca, halkın verdiği yüzü aşkın özel ödül ve plaket.



SATIR ARASI

"Milli Sinema hareketi, Türk Sineması'nın kendi köklerinden yoksun düştüğü bir dönemde mimli değerlere, milli bakış açısına dikkat çeken bir çabaydı. Vazifesini yaptı ve tarih sahnesinden çekildi. Ardından beyaz sinema aldı böyle bir kaygının yerini... O da fazla tutunamadı. Çünkü lafa kavrama takılı kaldı. Oysa asıl olan özü yaşatmaktı. Her nesil kendi diliyle gelir ve kendi kavramlarını kendi üretir. Şimdi de o özü hisseden pek çok sinemacı var ama artık onlar yeni bir dille konuşuyorlar."

FOTOĞRAFLAR